Thursday, April 30, 2009

İZMİR KİTAP FUARI VE PANDALAR TEHLİKEDE, GİZLİ YEDİLER

18 Nisan da İzmir Kitap Fuarı açıldı. Açılmadan önce her seneki gibi (!) gitmemek için kendi kendime söz verdim. Çünkü her yıl fuarda kullanabileceğim bütçeyi kafamda belirlememe rağmen gerçekleşen bütçenin iki veya üç katı oluyor. Ayrıca fuarda kitap alıp bütün sene almam demenin hiçbir faydası yok. Zira bu karar 1 yılı doldurmadan tarafımdan yürürlülükten kaldırılıyor.Bu senede gitmem dedikten sonra oğlumun "Anne beni kitap fuarına götürür müsün?" demesinden sonra sırf görev olarak (!) fuara gittik ve bütçemizi aştık. Ee, insanların bazı rutinleri olmalı değil mi?

Bu yıl aldığım kitaplardan birisi Pandalar Tehlikede. Beyaz Balina yayınlarından çıkan bu kitap Fransız yazar Jean Marie Defossez. Resimleyen Fabien Mense. Doğadostu Kardeşler Serisinin ilk kitabı. Bu seri 8+ üstüne hitap ediyor. 1 kız ve doğadostu iki erkek kardeş zarar gören hayvanları kurtarıyorlar.Her zaman kızlı erkekli grupların sorunları çözdüğü maceralar yaşadığı kitapları sevmişimdir.

Bu sevgi gizli yedilerle başlamıştı ben de. Çocukluk yıllarımda bu kitapları okuyanlara ulaşamamış ve paylaşamamış olsam da büyüdüğümde üniversitedeki yakın arkadaşlarımın da çocukken Gizli Yedileri okumuş olduğunu öğrenmek hoş bir sürpriz olmuştu. Dostlarımız kendi oluşturduğumuz ailemizdir diye boşuna demiyorlar. Aynı ailenin üyeleri olduğmuz yine belli oldu işte.

Bu arada arkadaşlardan biri grubunu kurup araştırma yapmak üzere (!) bir eve girmişler. Ben yapamadığım için kıskandığı itiraf etmeliyim.

Bu tarz kitaplarda kalıplaşmış erkek ve kız kararakterlerden farklı yönleri vardır bu çocukların. Problem çözmeleri, birşeyler başarmaları ve ekip çalışması yapmaları beni her zaman mest etmiştir.

Doğadostu kardeşler kitaplarından bir de Tutsak Yunusları okuduk oğlumla. Anlatım iyi , çok iyi diyemiyceğim. Ayrı tarzda da olsalar Micheal Ende ve Christina Nöstlinger okuduktan sonra çocuk kitaplarındaki her anlatımı beğenmem mümkün değil.Yine çok didaktik olmadığı için güzel.

Saturday, April 25, 2009

BEŞİNCİ YER ANTALYA KURŞUNLU ŞELALESİ



Çocukken annemin lise kitaplarına bakarken arasından bir kartpostal çıkmıştı. Bu kartpostaldaki yer Antalya'da ki sanırım Düden şelalesi idi.Ben de oraya gitmeyi çok istemiştim.Çekim yasasını çalıştırmış olmalıyım. Ben liseye geçtiğimde babamın çalıştığı firma Antalya'da iş aldı ve bütün şelaleleri gördüm.

DÖRDÜNCÜ YER Neuschwenstein Şatosu


Aslında burası henüz gidemediğim biryer. Ama bu şatoyu görmeyi çok istiyorum. Bana hep yazmak istediğim öykü ve masalları hatırlatıyor. Hatta şimdi bu fotoğrafı bilgisayarıma masaüstü resmi yapıp yazmak için ilham almaya karar verdim.